Merhabalar Anadolu coğrafyası 1877 yılında seçim kavramı ile tanıştı. 1908 yılında ise ilk defa bu topraklarda çok partili bir seçime gidildi. (2. Meşrutiyet-Osmanlı Dönemi). 1923’te Cumhuriyetin ilanından sonra CHP'nin tek partili yönetimi ile seçimler yapıldı.

1946 yılında CHP'den ayrılan Dörtlü Takrir dediğimiz grup ( Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü) Demokrat Partiyi kurdu.

CHP'nin tek parti zihniyetinden bıkan Anadolu halkı Demokrat Partiye öyle bir destek verdiki parti teşkilatı hızla tamamlandı. İsmet İnönü'nün küçük bir muhalefet partisi olarak kalacağını düşündüğü Demokrat Parti gümbür gümbür geliyordu.

Seçim öncesi yapılan Demokrat Parti mitingleri engellenmeye çalışıldı. Bir çok Demokrat Partili polis zoruyla baskı altına alındı. Ama tüm bu engelleme girişimlerine rağmen halk alanları tıklım tıklım dolduruyor, Menderes ekibine cesaret veriyordu.

Seçim öncesi CHP'lileri bir korku sarmıştı. 30 Mayıs 1946 günü Ulus gazetesinde yayınlanan “Şal” başlıklı makalede İsmet İnönü'nün şu sözleri yer aldı. “Ben ihtilalci ve Kuva-i Milliyetçi İsmet’im. Biz bu ülkeyi yoktan bu hale getirdik, üç beş çapulcuya maskara etmeyeceğiz. Yaptığımız bir tecrübedir. Muvaffak olursak ne ala, olamazsa vazgeçer eski usulde birkaç sene daha devam ederiz.” Açık açık “Demokrat Parti kazanırsa yönetime el koyarız” diyordu.

Tüm bu kaos ortamında 21 Temmuz günü halk sandığa gitti. Ama bu seçim tarihe ''Şaibeli Seçim'' olarak geçti. Çok sayada bölgede sandıklar kaçırılıp saklanmıştı. Oylar açık kullanılıp, gizli sayım yapıldı. :) Gazetelere göre seçimlerde hile yapılmıştı. Ama CHP oldu bittiye getirerek seçimi kazandığını söyledi. Demokrat Parti'nin tüm itirazlarına rağmen bir sonuç çıkmadı.

1946 seçimleri hem Türkiye hem de CHP için bir şeylerin değişmeye başladığının apaçık bir göstergesiydi. 1950 Seçimlerinde ise halk zaten gereken cevabı verdi.